Palandöken Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Palandöken Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Palandöken Mutlu Son. Derhal gergefine döndü, herkesin, işiyle ilgilendiğini sanmasını istedi fakat çalışırken elleri titriyordu ve buna rağmen idame etmek istiyordu işine. Bu da gözümden kaçmadı benim. Yemekten sonrasında, kadınlar da dinimiz buyruğunca yardımlarına yetiştiğim düşkünleri görmek istediler, ben de eşlik ettim onlara. Sabahkinin aynı o minnettarlık, övgü sahnesini anlatıp daha fazla başınızı şişirmeyeyim. Hoş bir anıya dalan gönlüm bir an önce şatoya dönelim diyor. Her zamankinden daha çok düşler içinde olan sevgilimin ağzından tek kelime çıkmıyordu yolda.

Ben de günün önemli işinin bıraktığı etkiden yararlanmanın yolunu arıyor, onun benzer biçimde hiç konuşmuyordum. Yalnızca Madam de Rosemonde konuşuyor, bizlerden ancak, çok seyrek olarak, kısa karşılıklar alıyordu. Sıkıldı galiba bizlerden ve benim istediğim de buyduzaten. O da oldu. Arabadan iner inmez odasına çekildi, sultanımla beni loş bir salonda başbaşa bıraktı. En çekingen âşığın bile dilini açan o güzel karanlık!

Palandöken Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Palandöken Mutlu Son. Lafı istediğim tarafa çekmekte hiçbir sıkıntılığum olmadı. Kendi ustalığım da yetebilirdi buna bir ihtimal, bilemiyorum fakat o sempatik vaaz meraklısının gayret ve çabaları da çok işime yaradı. O tatlı bakışını bana çevirip şöyle dedi: “İnsan, elinden iyilik etmek gelsin de yaşamını kötülük etmekle geçirsin, hiç anlayamıyorum bunu ben.” Ben de şöyle karşılık verdim: “Ben ne o kadar övülmeye kıymet biri ne de yerilecek bir insanım; bu kadar zeki olduğunuz şekilde, benim iç dünyamı hâlâ nasıl okuyamı-yorsunuz, anlayamıyorum. Size açılmak zarar verebilirmiş bana. Versin! Sizin şeklinde güven verici bir insana niçin açılmayacakmı-şım ben? Çok uysal biri olduğum için bu şekilde davranıyorum.

Ahlâksız insanlar arasında kaldım, onların kusurlarını taklit ettim, belki bir kibir duygusuyla onları aşmaya da kalktım. Burada bir erdem çekti beni. Size ulaşabileceğimi ummadan size benzemeye çalıştım. Bugün yaptığım işi beğeniyorsunuz, övüyorsunuz ama aslolan nedenini bilseniz, gözünüzde gene bu kadar değerli olur muydu acaba?” (Görüyorsunuz sevgili dostum, gerçeğe ne kadar yaklaşmışım.) Devam ettim: “O zavallıların yardımına yetişen benim gerçi ama bunu böyle bilmelerini istemiyorum. Siz benim bir hayır icra ettiğimı sanıyorsunuz oysa ben saygınlık sağlamanın bir yolunu arıyordum, hepsi bu.