Palandöken Masaj Salonu

Palandöken Masaj Salonu

Palandöken Masaj Salonu “Hayır. Bu akşam başlangıçta birkaç şüphem vardı ama senin bu şekilde biri bulunduğunu hiç sanmıyorum.” “neden? Senin gibi parayı yoktan var eden bir sihirbaz olmadığım için mi?” Julius gülümsedi. “Bu seni şaşırtabilir ama Witherspoon Way şeklinde başarılı bir işi tırtıklamak için para sihirbazı olmaya gerek yok. Hatta son derece kolaydır, hele ki kimse dikkat etmiyorsa.” “Bu söylediklerinde kaç tane hakaret var, farkında mısın?”

“Öyle demek istemedim,” dedi Julius. “Yalnızca durumu ifade ediyorum.” J ayne Ann Krentz “Demek öyle. Ben de sana başka bir durumu ifade edeyim o süre, bu kör buluşma resmen bitmiştir” Grace, gaslınün ucuyla Agnes Gilroy’un perdesinin kıpırdadığım gördü. “Kahretsin.” Topuğunun üzerinde dönüp sert adımlarla eve girdi ve kapıyı vurarak kapadı. Sert bir şekilde dönerek yeni yapmış oldurdığı güvenlik kilidini çevirdi ve kapının zincirini taktı. Birkaç saniye orada durup cipin gürleyerek Lake Circle Yolu’na çıkışını dinledi. Julius’un gittiğinden kararlı olunca derin bir nefes aldı. Sonra mutfağa gidip ocağın yanında duran rulodan birazcık kâğıt havlu kopardı.

Palandöken Masaj Salonu

Palandöken Masaj Salonu Dökülen papatya çayını silerken Witherspoon Way’in parasının hortumlanışı ihtimalini düşünmeye başladı. Bu doğru olsa bile -ki Devlin polis olduğuna gore bu bilginin yanlış olma ihtimali pek yoktu- Sprague’in kurban gittiği cinayetle ne ilgisi vardı? Doğal Sprague yolsuzluğu ortaya çıkarıp faille yüzleşmediyse. Çayı silmeyi bitirip kırık fincan parçalarını topladı. Kalkıp ıslak kâğıt havluları ve fincan parçalarını çöpe attı. O gün nefes egzersizlerini yapmıştı. Yıllardır kâbuslarıyla baş etmesine yardımcı olan diğer ritüellerinden birine gelmişti sıra. Kapılara ve pencerelere taktırdığı yepyeni kilitleri kontrol etmek için hepsini bir bir dolaştı. Sonrasında da bir insanın sığabileceği büyüklükteki tüm dolapların ve gardıropların içine baktı.

Üç ufak yatak odasındaki yatakların önünde çömelerek altına bakarken kendine kızdı. Bir gün orada birinin saklandığını görse ne yapacağına dair en küçük bir fikri yoktu ama evde ondan başka kimsenin olmadığına kesin olana kadar uyuyamayacağını biliyordu. Nefes Al Evi dolaşma işi sonlandığinde kendine bir bardak şarap koyup salondaki büyük koltuklardan birine oturdu ve çantasından telefonunu çıkardı. Hayvanat bahçesinde çalışan birinin yılanı çıkarmak için yılan deliğine elini sokarken takınacağı türden gönülsüz bir tavırla e-mail’ini açtı. E-mail onu bekliyordu. Yine bir gece vakti, yine ölü bir adamdan gelen bir not vardı. İlk satır tanıdıktı. “pozitif bir yaklaşım karanlık bir odada çakan şimşek gibidir”